Öz Disiplin Geliştirmek(3)

Fatih Başar Kutlu
5 min readJun 2, 2021

İnsana yaşamına devam edebilme gücünü sağlayan en önemli şeylerden biri motivasyondur. Motive olmuş bireylerin, kimimiz için imkansız gibi görünen şeyleri dahi başardığını birçok örnekte görebiliriz. İşte, hem bu gerekli motivasyonun sağlanmasında hem de devamlılığının sağlanılarak istenilen hedefe başarıyla ulaşılabilmesinde kişinin kendi zihnini eğitmesi ve ilk iki yazımızda da değindiğimiz (1,2) üzere öz disiplin geliştirmesi oldukça önemlidir.

Kaynak: The Wilson Beacon

Erdemli bir yaşam sürmeyi temel hedef belirlemiş olan Stoacılık felsefesinin de şüphesiz öz disiplin geliştirmekle ilgili bizlere katacağı birçok şey var. Bu konuda daha önce değindiğimiz Marcus Aurelius ile birlikte şimdi diğer Stoacı filozofların da bize önerdiklerine kaldığımız yerden devam edelim;

7) Uzun vadeli kazanımlarına odaklan.

Bir şey yapmadan önce o şeyin öncesinde ve sonrasında olanları düşün, daha sonra o şeyi yapmak için harekete geç. Aksi halde sonraki aşamalardan hiçbirini gözünün önüne getirmediğin için başta coşkuyla işe girişeceksin, ama sonra bazı zorluklarla karşılaşınca rezil bir şekilde işi yarım bırakacaksın.” — Epiktetos

Başarılı olmak istediğimiz konuların birçoğunda hedefimize giden yoldan caymamız için bizleri mutlu edebileceğini düşündüğümüz birçok sebep bulmak mümkündür.

Örneğin, istediğiniz kiloyu biraz aşmış olabilirsiniz, dolayısıyla kilo vermeniz hem sağlıklı bir yaşam sürmeniz hem de istediğiniz estetik görünüme sahip olabilmeniz adına sizin için önemli olabilir. Bunun için, malum, bir diyet uygulamanız ve düzenli olarak spor yapmanız gerekir. Ancak bir şeylere karşı iradesini kuvvetlendirmeye çalışan herkes gibi sizin için de o güzel şerbetli tatlılar ve spor yapmadan yatıp uyumak oldukça çekici gelecektir. “Küçük bir kaçamak, kimseye zarar vermez…” mi dersiniz?

İşte böyle durumlarda kendinizle şu ufak konuşmayı yaparsanız, hem hedefinize doğru kendinizi motive etmeniz hem de bu ufak kaçamaklardan kaçınmanız çok daha kolay olacaktır;

“Evet, bu istediğim ufak kaçamak, beni şu an ve kısa süreliğine mutlu edecek. Ama benim uzun süreli ve uğrunda çaba sarf ettiğim/sarf etmem gereken bir hedefim var ve ona ulaştığımda, beni daha uzun süre ve daha sürekli olarak mutlu edecek. Ve bu kaçamağı yaparsam bu hedefime ulaşmam, hem daha çok çaba gerektirecek hem de daha uzun süre alacak. Kendimi şimdi tutacağım ve bu hedefime ulaştığımda daha mutlu olmamı sağlayacak.”

8) Size yapamazsın diyenler olacaktır…

“Zihninin yapılmasını gerekli gördüğü bir işi yaparken çoğu kişi bununla ilgili iyi düşünmese bile iş başında görünmekten çekinme. Bununla birlikte yaptığın doğru değilse, o işten tümüyle uzak dur; yaptığın doğruysa, seni yanlış bir şekilde kınayacak kişilerden niye korkasın?” — Epiktetos

Etrafınızdaki herkesin sizinle benzer karakterde olmasını beklememelisiniz, bu neredeyse imkansız bir olasılıktır. Hatta çoğu zaman, ailemizin içerisinde dahi bizlerden çok farklı karaktere sahip kişiler olabilir. Aynı şekilde, mecburiyetten tanışmak zorunda kalacağınız ya da arkadaşlığınızı devam ettirebileceğiniz kadar karakterinizin uyuştuğu ama esasında çok farklı yapılarda olduğunuz kişilerle vakit geçirmeniz gerekebilir.

İşte böyle durumlarda, özellikle idealist bir hedefiniz varsa, başta karakterinizin uyuşmadığı bu kişiler olmak üzere, sizi kıskananlar, başarısız olmanızdan fayda sağlayacak olanlar ya da bunu gerçekleştirebileceğinize inanmayanlar, sizin iyiliğiniz için bu hedefinize harcayacağınız vakti farklı ve daha kolay erişilebilir bir hedef için harcamanızı isteyecek olanlar gibi bir sürü kişi size istemeden de olsa psikolojik olarak baskılayacaktır.

İş Bankası’nın güzel bir reklamında Atatürk’ü canlandıran kişinin de söylediği gibi; “Bu gülü yetiştireceksen canın yanacak, elin kanayacak, güneş seni terletecek, ‘bu bahçede gül bitmez’ diyenler olacak, ‘gül öyle yetiştirilmez böyle yetiştirilir’ diyenler olacak, sen kendine şunu soracaksın; ben burayı gül bahçesi yapmak istiyor muyum? Dünyanın en güzel güllerini yetiştirmek istiyor muyum? Eğer çok istiyorsan, ne eline batan diken ne de söyleneneler umrunda olacak. Kim olursan ol, tek istediğin şu kokuyu duymak olacak.”

İşte, siz gül bahçesine sahip olmak gibi bir hedefe sahipseniz, ne güneş ne diken ne de sizi caydırmak isteyecek olan “Hayırcılar” umrunuzda olmayacak. Geliştireceğiniz kuvvetli iradeniz ve öz disiplininiz size yardımcı olacaktır.

9) Kendinize layık idoller bulun.

“Herkes mutlu yaşamak ister, ancak yaşamı mutlu kılan şeyin ne olduğunu görmek konusunda zihinleri kördür. (…) Ancak bir rehberi değil, aksine farklı yönlere çağıran insanların gürültüsünü ve çığlını izleyerek, amaçsızca dolaştığımız sürece, gece gündüz iyi bir zihin için uğraşıp didinsek bile kısa yaşamımız hatalar içinde tükenip gidecektir. O halde yöneldiğimiz şey, ona ulaşma yöntemimiz, kendisine doğru yola çıkacağımız bölgeyi önceden araştırmış uzman bir rehber eşliğinde kararlaştırılmış olsun, zira bu diğer yolculuklarımızdan farklıdır.” — Seneca

Yaşamlarımız ve dünyamız aslında doğanın taklidi üzerine kuruludur. Kuşlar uçabildiği için uçma fikri insanların doğasına aykırı bir fikir olmaktan çıkar ve uçakların icadının önü açılır, hatta birçok dinin kökenine baktığımızda aslında birçok ritüelinin doğayı taklit, doğadaki unsurları memnun etmek olduğunu görürüz. İnsanlık olarak zihnimiz, ideal bir örnek belirleyip onun davranışlarını taklit etmek ile kendi başarısını daha kolay tesis etmek üzerine kuruludur.

Dolayısıyla bu yatkınlığımızı mutlu olmak maksadıyla belirlediğimiz büyük hedefimize ulaşabilmek amacıyla da kullanmamız gerekir. Bu şekilde aynı zamanda önemli ölçüde zaman tasarrufu da gerçekleştirmiş oluruz. Nasıl?

Sık sık değindiğimiz üzere biz insanların yaşamı, her ne kadar modern tıp ile birlikte üç basamaklı yıllara kadar uzatılmış olsa da hala daha kısıtlı ve sonludur. Dolayısıyla belirleyeceğimiz hedefin büyüklüğüne göre elde etmemiz gereken bilgi birikimi ve buna bağlı olarak edinmemiz gereken tecrübe için her zaman yeteri sayıda günümüz olmayabilir. Bu durumda, tecrübe edinmek adına illa ki her meseleyi bizzat yaşamamız şart değildir, kendimize seçeceğimiz uygun bir idol ve hatta bizimle aynı veya benzer hedefe sahip ve bu yolda önemli bir ilerleme kat etmiş bir rol-model, varmak istediğimiz hedefi ve ona varabileceğimiz yolları daha iyi kavrayarak bizlere kolaylık sağlayabilmesi adına oldukça işimize yarayabilir.

Aynı örnek üzerinden ilerlememiz gerekirse, kilo vermek istiyorsanız, arkadaşlarınızdan sağlığına zarar vermeden kilo verdiğini düşündüğünüz birine danışabilirsiniz. Hangi çayları kullanmış, hangi meyve ve sebzelerden yararlandığı bir diyet izlemiş, hangi fitness faaliyetine ne kadar ağırlık vermiş, ne kadar süre içerisinde nasıl bir çaba sarf etmiş ve daha hedefimize ilişkin birçok soru üzerinden bunları tek tek deneyimleyerek öğrenmektense, en azından bakmanız gereken bakış açısının temel çerçevesini oluşturmak adına destek alabilirsiniz. Tabii bunun için, etrafınızda sizinle aynı hedeflere sahip olabilecek arkadaşlarınızı barındırmanız gerekir. Atalarımızın da söylediği üzere “Arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim”

10) Son olarak; Çabanızı dürüstçe değerlendirin. Kendinize dürüst olun.

“Rasyonel bir zihnin karakteristik özellikleri şunlardır; öz farkındalık, öz değerlendirme ve öz kararlılık. O kendi ektiğini biçer.” — Marcus Aurelius

Öz disiplin geliştirmek ve hatta çok daha önemlisi sağlıklı bir ruh haline, sürdürülebilir bir karakter ve dolayısıyla sizi yıpratmayacak bir yaşantıya sahip olabilmenin en önemli unsuru, kendinizle kurduğunuz ilişkide dürüst olmanızdır. Kendimizi, doğru olmayan şeylere inandırmamız, gerçekliğe dair görüşümüzü bu yanılgılar üzerine kurmamıza ve dolayısıyla üst üste eklenerek büyüyen bir yanlışlıklar zinciri yaratmamıza sebebiyet verebilir.

Eğer kendimize karşı dürüstlüğümüzü tesis edemezsek, koruyamazsak; en başta belirttiğimiz kendimize uygun bir hedef belirleme maddesinden, kararlılığımıza, bahane üretmememize ve daha birçok gerekliliğimize kadar çok fazla unsuru gerçekleştirmemiz mümkün olmaz. Dolayısıyla, elde ettiğimiz sonuç bizim için korkunç dahi olsa, bunu kabul etmemiz ve hatta daha önce bahsettiğimiz Amor Fati ilkesinden yola çıkarak içinde bulunduğumuz durumu sevmemiz gerekir. Ancak bu şekilde davranarak bu kötü durumdan doğru dersleri çıkarabilir ve tekrar yaşanmasını önleyebileceğimiz gibi çok daha ileri bir seviyeye erişebilmemizi mümkün kılabiliriz.

Bu noktada Stoacılığın bizlere önerisi, düzenli olarak kendimizle konuşabilmemizi ve haliyle konuşacağımız konuları, kavramları kendi kendimize tartışarak düşünebileceğimiz periyodik yazımlar yapmamızdır. Bu günlük de olabilir; benim yaptığım gibi, kendi ilkelerimizi kendimize tekrar tekrar hatırlatabilmek adına yazılacak bir blog olabilir ve hatta etkinliği farklı derecede olsa da yakın arkadaşlarımıza düzenli olarak vereceğimiz bir konferansvari konuşma serisi dahi olabilir. Düşüncelerimizi bir şekilde dışa vurmak zihnimizin uçsuz okyanusunda kaybolmasını önlemek adına oldukça önemlidir.

Böylelikle öz disiplin geliştirmek yazı serimizi de sonlandırmış olduk. Biraz uzun olsa da, kendimizi geliştirmek adına oldukça mühim olduğuna inandığım noktalara alıntılardan da yararlanarak açıklık getirmeye çalıştım. Umarım size faydası dokunabilmiştir.

Okuduğunuz için teşekkürler!

--

--

Fatih Başar Kutlu

I'm %99. [MSc in IR, UniMi] | — |PS: I’m using my friends Paypal Account for tips. Thanks for you attention and support! ^^ | — |